Özhaseki'den İstanbul Sözleşmesi yorumu: Benim inancım engelliyor kadına şiddeti

Özhaseki

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki, kadına yönelik şiddetin önlenmesi için devletin atması gereken adımları temel alan İstanbul Sözleşmesi'ni hedef alarak, 'Sanki 'kadına şiddeti engelliyor' gibi bir mefhum var, o niye enge

Uzun süredir büyük bir kesimin tepkisini çeken hatta AK Parti'de de ciddi tartışmalara neden İstanbul Sözleşmesi ile ilgili dikkat çeken bir çıkış daha geldi. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'Ailenin temeline dinamit koyan hiçbir anlayış, hiçbir düzenleme, hiçbir ideoloji insani olmadığı gibi meşru da değildir' sözlerinin ardından AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki de İstanbul Sözleşmesi'nin kaldırılmasına yönelik mesaj verdi. Kadına şiddetin inançla ilgili olduğunu savunan Özhaseki 'Ben imanımın gereği olarak merhametle davranıyorum, gözümün önüne hiç İstanbul Sözleşmesi gelmiyor. Orada birtakım tehlikelere yol açacak umdeler var, onların da kaldırılması lazım. Üçüncü cins dediğimiz, hemcinslerin evliliğine gidecek bir yolu açıyorsa bunu bir tehlike olarak görmek lazım' dedi. 

'KADINA ŞİDDETİ BENİM İNANCIM ENGELLİYOR'

Dün Kayseri'de gazetecilere konuşan Özhaseki, çok tartışılan İstanbul Sözleşmesi için şunları kaydetti: 'Biz hala nikahta keramet olduğuna inanıyoruz. Evladımızın vakti geldiğinde hayırlı bir eşle evlenmesi için çaba gösteriyoruz. Durmadan tartışılan bir İstanbul Sözleşmesi var. Sanki 'kadına şiddeti engelliyor' gibi bir mefhum var, o niye engellesin benim inancım engelliyor kadına şiddeti. Bin 400 yıl önce bizim peygamberimiz kadının erkeğin üstünde erkeğin de kadının üstünde hakkı olduğunu söylüyor. Kadın hakları o zamandan beri var.

'BİRTAKIM TEHLİKELER YOL AÇACAK UMDELER VAR'

Yoksa ABD'de 100 yıl önce kadınlar bir yangında yanarak öldü, diye kadınlar günü ilan edildi diye değil. 50-100 yıl önce kadına oy verme hakkı verildi diye kadın hakkı başladı diye bir şey yok ki. Ben imanımın gereği olarak merhametle davranıyorum, gözümün önüne hiç İstanbul Sözleşmesi gelmiyor. Orada birtakım tehlikelere yol açacak umdeler var, onların da kaldırılması lazım. Üçüncü cins dediğimiz, hemcinslerin evliliğine gidecek bir yolu açıyorsa bunu bir tehlike olarak görmek lazım. Yoksa biz kadına şiddeti engelleyecek her türlü yasa neyse arkasında dimdik dururuz. Bırakın öldürmeyi, kesmeyi, tokat atmayı, yan bile bakmayı yasaklayacak her türlü tedbire başvururuz.'

ERDOĞAN NE SÖYLEMİŞTİ?

İstanbul Sözleşmesi tartışmalarına değinen ve isim vermeden Akit yazarı Abdurrahman Dilipak'ı sert sözlerle eleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan 'Ailenin temeline dinamit koyan hiçbir anlayış, hiçbir düzenleme, hiçbir ideoloji insani olmadığı gibi meşru da değildir. AK Parti'nin kadınları için, öbür tarafta AKP'nin papatyaları gibi yakıştırmalarla, yeşil sermaye gibi yaklaşımlarla, ben ağzıma almaktan edep ediyorum, küfri bir ifadeyi kullanmak suretiyle, bu tür yakıştırmalarının içine giren köşe yazarları noktasında da, tüm kadın kollarım adına ve tüm kadınlar adına kendilerini kınıyorum' ifadelerini kullanmıştı.

Erdoğan şöyle devam etmişti: 'Eğer AK Parti'nin Genel Başkanı olarak, ülkemin Cumhurbaşkanı olarak kadınlarımıza sahip çıkmada geri duracak olursak, hiçbir zaman bunun hesabını veremeyiz. Hal böyleyken, inancımızda ve değerlerimizde olmadığı halde toplumsal yapımıza sirayet eden kimi çarpık anlayışların ortadan kaldırılması da en önemli meselelerimizden biri olmuştur. Asırlarca kadını insan dahi saymayan, kız çocuklarını diri diri toprağa gömen o cahiliye dönemlerini biz özellikle lanetlemedik mi? Şimdi biz bu konularda Türkiye'ye kimsenin söyleyecek sözü olamaz. Gerek kadın, gerek erkek özgürlük her insan için kutsaldır. Hak her insan için kutsaldır.'

NE OLMUŞTU?

Kadına yönelik şiddeti önleme amacı taşıyan, Türkiye'nin de imzacısı olduğu İstanbul Sözleşmesi ile ilgili tartışmalar AK Parti içinde de rahatsızlıklara neden olmuştu.

Yönetim kadrosunda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kızı Sümeyye Erdoğan Bayraktar'ın da bulunduğu Kadın ve Demokrasi Derneği'nin, İstanbul Sözleşmesi'ne sahip çıkmasının ardından AK Partili bazı isimler de tartışmalara sert tepki göstermişti.

Bu tartışmalar sırasında Akit yazarı Abdurrahman Dilipak, İstanbul Sözleşmesi'ni savunanlar için 'fahişe' ifadesini kullanmış, tepkiler üzere AK Parti Dilipak'a dava açmıştı.

İstanbul Sözleşmesi'nin kaldırılması için Cumhurbaşkanı Erdoğan'a 10 sayfalık rapor sunan Türkiye Düşünce Platformu da gelen tepkiler üzerine geri adım atmıştı. 'Mayınlı alana girdiğimizi fark ettik' diyen platformdan yapılan açıklamada 'Herhangi bir şekilde bu işin bir parçası olmayacağız çünkü çok yorulduk, yıprandık, yapacağımız diğer hayırlı işlere enerjimiz kalmıyor' ifadelerine yer verilmişti.