10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü ve 'Dokuz Patron Olayı'

Güncel 9.01.2020 17:45:49 0
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü ve

Basın çalışanlarının ortak günü... Babıali'de 10 ocak 1961'de gerçekleşen ve gazetelerin 3 gün çıkmadığı hadise 'dokuz patron olayı' bu yıl da gazetecilerin ve basının sorunlarına dikkat çekerek kutlanıyor. 

 



Çalışan gazeteciler, her yıl 10 ocak gününü, “212 sayılı yasa” nın yıldönümü olarak kutlarlar. 'Basın mesleğinde çalışanlarla çalıştırılanlar arasındaki münasebetlerin tanzimi hakkındaki 5953 sayılı kanunun bazı maddelerinin değiştirilmesine ve bu kanuna bazı maddeler eklenmesine dair kanun” başlığını taşıyan, Milli Birlik Komitesi’nce 4 ocak1961’de kabul edilen ve 10 ocak 1961 günü resmi gazete’de yayınlanarak aynı gün yürürlüğe giren bu yasa, gazetecilerin bazı sosyal haklarını güvence altına almaktadır. 


 

212 sayılı yasa'nın çıkarılışı, bu dönemde yaşanan ''Babıali'de dokuz patron olayı'' ile de türk basın tarihine geçti. İşverenler ve çalışanlar arasında gerginliğe, gazetelerin kapanmasına ve çalışanların ''basın'' adında yeni bir gazete çıkarmasına neden olan olaylar, şöyle gelişti:

10 ocak günü gazetelerini ellerine alan okuyucular, ''gazetemizi üç gün kapatıyoruz'' başlığıyla karşılaştılar. Başlığın altında, 9 gazete patronunun imzasıyla yayınlanan, 212 sayılı yasa ile basın ilan kurumu'nun oluşturulmasıyla ilgili 195 sayılı yasaya yönelik tepkilerin dile getirildiği, yasaların mesleki sakıncalar doğuracağı iddia edilen ortak bildiri yer alıyordu. 

Gazete sahiplerinin bu ortak tepkisi karşısında, çalışanlar da bir araya geldiler. istanbul Gazeteciler Sendikası, çalışanlara ait bir ortak bildiri yayınlayarak, kapanma kararının gazete sahipleri tarafından verildiğini, diğer çalışanların ise bu durumu tasvip etmediklerini açıkladılar. Gazeteciler aynı gün, sendika önünden başlayan sessiz bir yürüyüş gerçekleştirdiler. Ayrıca, sendikada gerçekleştirilen olağanüstü toplantıda, patronların üç günlük boykotu sırasında ''basın'' adlı bir gazete yayınlanmasına karar verildi. 

 


 

Gerekli girişimlerin ardından çalışanların ortak ürünü olan ''Basın Gazetesi'' 11 ocak günü yayınlandı. Basın gazetesi, gazete patronlarının üç günlük boykotu sırasında düzenli olarak yayın hayatını sürdürdü. 

Okuyucular, çalışan gazetecilere sosyal haklar getiren yasaların, neden birer “tehlike” olduğunu, neden“temel hak ve hürriyetleri kısıntıya sokacağını” gerekçeli olarak açıklayan satırları, bildiride boş yere aradılar ve işin, aslında, basın özgürlüğü ile değil, patronların çıkarlarıyla ilgili olduğunu, ancak ertesi gün yayına başlayan ve çalışan gazeteciler tarafından çıkarılan “Basın” adlı gazeteden öğrendiler. 

Patronların boykotuna karşılık, Ankara ve İzmir'de de çalışanlar, gerçekleştirdikleri yürüyüşler ve yayınladıkları bildirilerle tepki gösterdiler.
Basın gazetesi'nin son sayısında yer alan başyazıda, basın emekçilerinin elde edilen hakların korunması amacıyla elbirliğiyle mücadele edecekleri kaydediliyordu.

Gazetenin il günkü başlıklarından bir bölümü şöyleydi: 

“Daima halkın hizmetindeyiz. 
– Dokuz işverenin gazetelerini kapatmaları üzerine fikir işçileri sessiz bir protesto yürüyüşü yaptılar. 
– Milli Birlik Komitesi ile beraber olan gazetecilerin bu hareketini halk ve gençlik teşekkülleri desteklerdi.” 

 

Gazetelerin çıkmadığı ilk günün diğer gelişmeleri de şöyle özetlenebilir: 

*Milli birlik komitesi sözcülüğü”nden yapılan açıklamada, “bırakın üç gün değil, diledikleri kadar çıkarmasınlar... Yıllardan beri hak ve hukuk müdafii olduklarını iddia eden bazı yazarlar, ufak bir menfaat peşinde hak ve hukuktan ne derece ayrılabileceklerini göstermiş bulunuyorlar” denilmişti. 

*Yurdun dört bir yanındaki gazeteci kuruluşları, dokuz patronun tutumunu kınamışlardı. Anadolu Basını, çalışan gazetecilerin yanındaydı. 

*İstanbul’da gazete dağıtıcıları bir sessiz yürüyüş yapmışlar ve halk tarafından alkışlanmışlardır. 

*İstanbul gazetelerinin yazı işleri müdürleri, bir bildiri ile, “Basının hakikaten emsali görülmemiş bir tehlikenin içine sokulduğu günlerde dahi başarılamamış bir hareketi” şimdi başaran dokuz gazete sahibini protesto etmişlerdi. 

**Aynı gün fikir işçilerinin çok büyük bir bölümünün imzalayıp yayınladığı başka bir bildiride de “eniptidai meslek haklarıyla beraber, insanlık haysiyetleri de gazete sahibinin küçücük bir öfkesine, kaprisine ve menfaat endişesine kurban edilen türk gazetecisi, yeni kanunla en tabii haklarını elde etmiş bulunuyor.” denilmişti. 

*İstanbul basın teknisyenleri sendikası’nın gönderdiği telgrafta, gazete sahipleri kınanmış ve“kendilerini hürriyet ve insan haklarının müdafii olarak efkârı umumiye ye empoze edenlerin, aşırı kazançlarından pek cüz’i bir miktarını, varlıklarının yaşamasına sebep olanlara tevzii gibi adilane bir karar karşısında takındıkları tavrı, basının emek unsuru olan bizler şiddetle protesto ederiz” denilmişti. 

*Ankara’da yayınlanmakta olan öncü gazetesi, 9 gazete sahibini kınamış ve sendikanın yanında yer almıştı. öncü’de çalışanlar, gazetelerini istanbul’a götüren araçlarla yola çıkmışlar ve dokuz patronu kınayan yazılarla dolu gazetelerini kendileri satmışlardı. çünkü dokuzlar, o üç gün içinde diğer gazetelerin satılmaması için dağıtımcılara talimat vermişlerdi. öncü gazetesinde bu noktaya da değinen altan öymen şöyle yazmıştı: 

“Bu, dokuzların karşısındakilerin fikir ve haber verme hürriyetine ve okuyucunun haber alma hürriyetine karşı asgari toleransa sahip olmadıklarını gösteren enteresan bir misaldir. Ellerinde iki gün sonra gene hâkim olacakları gazeteler var. Önce karşısındakileri dinleyip, iki gün sonra istedikleri cevabı verebilirler... Ama bütün bunları, bu imkânları ellerinde mahfuz tutmakla yetinmiyorlar. karşılarındakilerin seslerini hançerelerinde boğmak için, daha başlangıçta, özel metotların peşinden gidiyorlar.” 

14 ocak 1961'de boykot sona ererek, gazeteler yeniden yayına başladı ancak üç günde yaşanan olaylar, türk basın tarihinde yerini aldı.

 

kaynak: bilim ve sanat

hazırlayan: enpolitik

Cumartesi 23.3 ° / 12.8 °
Pazar 24 ° / 13.2 °
Pazartesi 22.3 ° / 13 °