'Çaresizseniz çare sizsiniz!' Edebiyatımızın dingin ustası, Necatigil'e saygı ile...

Yalın, dingin, kendi halinde ama çok kuvvetli dizelerin sahibi, ne dediğini iyi bilen Türk edebiyatının şahsına münhasır, saygı değer ismi Behçet Necatigil 39'uncu ölüm yıl dönümünde anılıyor...

Takvim Yaprağı 14.12.2018 12:20:00 0

Türk edebiyatının pek muteber isimlerinden Behçet Necatigil'in aramızdan ayrılışının bugün 39'uncu yıl dönümü... Büyük şair, edebiyatçı ve çevirmen usta kalem Necatigil'i saygı ile anıyoruz...


SEVGİLERDE

Sevgileri yarınlara bıraktınız
çekingen, tutuk, saygılı.
bütün yakınlarınız
sizi yanlış tanıdı.

Bitmeyen işler yüzünden
-Siz böyle olsun istemezdiniz-

Bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi
kalbinizi dolduran duygular,
kalbinizde kaldı.

Siz geniş zamanlar umuyordunuz,
çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek.
Yılların, telâşlarda bu kadar çabuk
geçeceği aklınıza gelmezdi.

Gizli bahçenizde
açan çiçekler vardı,
gecelerde ve yalnız.
Vermeye az buldunuz
yahut vakit olmadı.




Bir kelimeye birden fazla anlam yüklemeyi seven, buğulu şiirlerin sairi, şiirlerini okuyan okuyucuya her dönem farklı anlam kapıları aralar tarzda yazmıştır eserlerini... Süsü, şiirinden uzak tutmuş, yaşamın sadeliğini özellikle 'evler' üzerinden yansıtmaya çalışmıştır. 

Sadece şairliği değil, öğretmenliği ile de büyük bir insan olan, güzel ve değerli öğretilere sahip şair Necatigil, o meşhur 'Çaresizseniz, çare, sizsiniz...' mısralarının da sahibi büyük şairdir...


ÇARESİZSENİZ ÇARE SİZSİNİZ

Sular yükselince, balıklar karıncaları yer.
Sular çekilince de karıncalar balıkları yer.
Kimse bugünkü üstünlüğüne ve gücüne güvenmemelidir.
Çünkü kimin kimi yiyeceğine.
?Suyun akışı? karar verir.

Gidene kal demeyeceksin.
Gidene kal demek zavallılara,
Kalana git demek terbiyesizlere,
Dönmeyene dön demek acizlere,
Hak edene git demek asillere yakışır.
Kimseye hak ettiğinden fazla değer verme,
yoksa değersiz olan hep sen olursun.

Düşün? Kim üzebilir seni senden başka?
Kim doldurabilir içindeki boşluğu sen istemezsen?
Kim mutlu edebilir seni, sen hazır değilsen?
Kim yıkar, yıpratır seni sen izin vermezsen?
Kim sever seni, sen kendini sevmezsen?
Herşey sende başlar, sende biter.
Yeter ki yürekli ol, tükenme, tüketme,
tükettirme içindeki yaşama sevgisini.

Hep hatırla: ?Çaresizseniz, Çare ?sizsiniz?



Edebiyatımızın 'evler şairi' olarak bilinen şair, çağdaş yaşamın orta gelirli insanlar üzerinde yarattığı sıkıntıları açık bir söylemle dile getirmiş, evlerdeki dar, zaman zaman sancılı, karanlık ama yaşamdan bir parça olan evleri anlattı şiirlerinde...Bir iç sızısı, bir iç konuşması gibidir şiirleri coşkulu değil, ancak Türk edebiyatının bu haliyle en özel isimleri arasında yerini almıştır Necatigil ve Cumhuriyet döneminde hiçbir topluluğa katılmamıştır...

Yaşamında inişler, çıkışlar, büyük buhranlar olmamıştır Necatigil'in, aile babası olmanın sorumluluğunu bir an olsun bırakmadığı için ruhunda esen fırtınalar hep içinde kalmıştır. Bırakıp gitmeyi hep kafasında yaşamıştır, asla gerçeğe dökememiştir içinden geçenleri bu yüzden Selim İleri'nin tabiriyle o hep 'küçük hayal kırıklıklarının şairi' olmuştur.



MASKELİ BALO


Siz yine o maskeli balodan döndünüz

-Ben bu ismi verdim hayata-

Duracak haliniz kalmadı ayakta

Soyunup dökününüz

Siz kurt oğlu kurtsunuz

Bir ben biliyorum sizi.

Bir ben görüyorum kuzu postuna girdiğinizi

Bravo, yine nasıl yutturdunuz.

Yine parmağım ağzımda kaldı.

Masumluk akıyordu yüzünüzden.

Yine nasıl da çevirdiniz üstünüzden

Dünyanın düşman bakışını kurtlara karşı.

Yaklaştılar yanınıza korkusuz

Yine her birini kıstırdınız, gizli.

Tıkır tıkır yürütürken işinizi

Yine bıyık altından gülüyordunuz.

Maskeli balo bitti, yine gece evinize döndünüz.

Ayakta duracak haliniz kalmadı şimdi.

Bakmayın aynalara, aynalar kirli

Aynalarda rezil olur yüzünüz.  


16 Nisan 1916 tarihinde İstanbul'da doğan Behçet Necatigil, çok sevdiği Divan şairi Necati Bey'in ismini soy isim olarak almıştır.

 İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu ve Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nden mezun oldu. Kars, Zonguldak ve Kabataş Erkek Lisesi'nde, İstanbul Eğitim Enstitüsü'nde edebiyat öğretmenliği yaptı. 13 Aralık 1979'da İstanbul'da yaşamını yitirdi.




EVLER


İnsanlar yüzyıllar yılı evler yaptılar. 
irili ufaklı, birbirinden farklı, 
ahşap evler, kâgir evler yaptılar. 
doğup ölenleri oldu, gelip gidenleri oldu, 
evlerin içi devir devir değişti 
evlerin dışı pencere, duvar. 

vurulmuş vurgunların yücelttiği evlerde 
kalbi kara insanlar oturdu. 
gündelik korkuların çökerttiği evlerde 
o fıkara insanlar oturdu. 

evlerin çoğu eskidi gitti tamir edilemedi 
evlerin çoğu gereği gibi tasvir edilemedi. 
kimi hayata doymuş göründü, 
bazıları zamana uydular. 
evlerin içi oda oda üzüntü, 
evlerin dışı pencere, duvar. 

evlerde saadetler sabunlar gibi köpürdü: 
dışardan geldi bir tane, nar gibi, 
arttı, eksilmedi. 
evleri felaketler taunlar gibi süpürdü: 
kaderden eski fırtınalar gibi, 
ardı kesilmedi. 

evlerin çoğunda dirlik düzen 
kalan bir hatıra oldu geçmişte. 
gönül almak, hatır saymak arama. 
evlatlar aileye asi işte, 
bir çığ ki kopmuş gider, üzüntüden. 
evlerde nice nice cinayetler işlendi, 
ruhu bile duymadı insanların. 
dört duvar arasında aile sırları, 
bunca çocuk, bunca erkek, bunca kadın 
gözyaşlarıyla beslendi. 

küçükler, büyük adam yerine evlerin kiminde: 
çocukları işe koştu kalabalık aileler. 
okul çağlarının kadersiz yavruları 
ufacık avuçlardan akşamları akan ter, 
tuz yerine geçti evlerin yemeğinde. 

insanların kaderi besbelli evlere bağlı: 
zengin evler fakirlere çok yüksekten baktılar, 
kendi seviyesinde evler kız verdi, kız aldı 
bazıları özlediler daha yüksek hayatı, 
çırpındılar daha üste çıkmaya 
evler bırakmadılar 

yeni yeni tüterken ocakların dumanı 
'kadın en büyük kuvvet erkeğinin işinde' 
erkekleri kaçtı, kadınları kaçtı 
evler dilsiz şikâyet kaçmışların peşinde. 

şu dünyada oturacak o kadar yer yapıldı; 
kulübeler, evler, hanlar, apartmanlar 
bölüşüldü oda oda, bölüşüldü kapı kapı 
ama size hiçbir hisse ayrılmadı 
duvar dipleri, yangın yerleri halkı, 
külhanlarda, sarnıçlarda yatanlar!

Edebi Kişiliği:

Cumhuriyet döneminin ilk şiirlerini 1940 öncesi yazmış, asıl şahsiyetini ise 1940 sonrası şiirlerinde bulmuş sanatçısıdır.

Şair şiirlerinde çevresini, sokağını, ev içini, dış dünyayı halk kültüründen gelen unsurlarla Batı şiirini birleştirerek anlatmıştır. Behçet Necatigil, sokakta her günkü basit ve dar hayatın içinde yaşayan ve kurtuluşu evlerinde arayanların şiirlerini yazmış, birçok araştırmacı tarafından ?Dar Çevre? şairi olarak anılmıştır.

Şair son şiirlerinde Divan şiirinin özelliklerinden yararlanma yoluna gitmiştir. Bu özelliği onu kapalı bir şiire ulaştırmıştır. Bazı şiirlerinde Divan şairlerinin adlarının geçmesi de bu etkinin bir sonucudur.

Behçet Necatigil şiirlerini tüm süslerden arındırarak, sade bir şekilde yazmaya gayret göstermiş, ölçü ve uyağa pek fazla bağlanmamıştır.

Yazdığı radyo oyunlarıyla da dikkati çeken sanatçının bu oyunlarıyla şiirleri arasında da paralellik vardır. Mitolojik unsurları kullanması ve bu unsurları günümüz hayatında araması şiirinin orijinal özelliklerindendir.

Şiir, radyo oyunu, antoloji, inceleme türlerinde eserler veren sanatçının en tanındığı tür şiir olmuştur.

Kısaca;

Şiirde kırk yılını, doğumundan ölümüne, orta halli bir vatandaşın, birey olarak başından geçecek durumları hatırlatmaya; ev-aile-yakın çevre üç-geninde, gerçek ve hayal yaşantılarını iletmeye, duyurmaya çalıştı.Halk kültüründen aldığı öğeleri Batı şiiri ile birleştirmiştir. Son şiirlerinde divan şiirinin özelliklerinden yararlanarak kapalı bir şiire ulaşmıştır.Divan şiirinin cinaslı, tevriyeli anlatımından yararlanmıştır. Bazı şiirlerinde mitolojik unsurları kullanmıştır.Edebiyatımızda ?evler şairi? olarak tanınmıştır.Toplumcu gerçekçi bir sanat anlayışıyla yazdığı şiirleri yanında, bireysel, psikolojik ve metafizik temaları işlediği şiirleri de tat alınarak okunacak şiirlerdir. Toplumsal konulu şiirlerinde genelde dar gelirli insanların yaşamına eğilen şair, daha çok kendi yaşadığı semti ve o semtteki yaşayışı yansıtmıştır.

Eserleri:

Şiir: Kapalı Çarşı, Eski Toprak, Çevre, Evler, Dar Çağ, Yaz Dönemi, Divançe, Sevgilerde, Arada, İki Başına Yürümek, Söyleriz, Zebra, Kareler Aklar, BeylerRadyo Oyunu: Yıldızlara Bakmak, Gece Aşevi, Üç Turunçlar, PencereAraştırma: Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü, Edebiyatımızda Eserler Sözlüğü, Küçük Mitologya SözlüğüDüzyazı: Bile/Yazdı


kaynak: edebiyatogretmeni.org/eksisozluk

haber: enpolitik.com / Melek S. Tunç


Perşembe 37.5 ° / 23.8 °
Cuma 37.1 ° / 24 °
Cumartesi 39.2 ° / 25.7 °