Mükrimin Halil Yinanç?ı, rahmet ve minnetle anıyoruz

Modern târih yazımında mühim bir yeri olan Mükrimin Halil Yinanç?ı, vefâtının 56. yılında rahmet ve minnetle anıyoruz.

Güncel 22.12.2017 16:39:41 0
Mükrimin Halil Yinanç?ı, rahmet ve minnetle anıyoruz

 

Modern târih yazımında mühim bir yeri olan Mükrimin Halil Yinanç?ı, vefâtının 56. yılında rahmet ve minnetle anıyoruz.

1900 yılında Elbistan?da doğan Mükrimin Halil Yınanç, köklü bir Türkmen âilesine mensuptur.

Mükrimin Halil, yedi yaşında Kur?an-ı Kerim?i hıfz etti. iİslâmî bilgileri ve Arapçayı ilk tahsil hayatında öğrendi. Babasının görevi nedeniyle Elbistan?da başladığı tahsiline, Malatya, Mardin ve Diyarbakır?da devam etti. 1913?de İstanbul?a giderek id+adînin son iki sınıfını Gelenbevî Sultânisi?nde okudu. 1916?da İstanbul Dârülfünûnu Edebiyat Fakültesi Târih Şûbesi?ne girdi. Burada hem seçkin Osmanlı târihçilerinden hem de Alman şarkiyatçılarından ders aldı.

Edebiyat Fakültesi?nden sonra Mekteb-i Mülkiye?yi de bitirerek 1921?de Davut Paşa Orta Okulu?na târih muallimi oldu.

Öğretmenlik görevinin yanı sıra Türk Târih Encümeni?nde kütüphâne memurluğuna tâyin edildi. Bu tâyin, 40 yıl kadar devam eden akademik ve bilimsel târihçilik kariyerinde bir dönüm noktası oldu.   

Mükrimin Halil Bey,kuvvetli hâfızası ve üstün çalışma gayretiyle İslâmî Türk târihine odaklandı. Mülkiye?ye girişinden (1919), 1925?te Paris?e gidinceye kadarki altı yıllık zaman zarfında İstanbul vakıf kütüphânelerindeki Selçuklu ve Beylikler dönemlerine ilişkin nâdir yazmaları bularak okudu;  notlar aldı ve belli başlı eserleri istinsah etti.

Darülfünûn?da tanıştığı Anadolucu arkadaş çevresi, düşünce ve kültür dünyasında belirleyici oldu. Mehmet Ziya?nın (Ülken) evinde toplanan Anadolucu gençler arasında Mükrimin Halil?in özel bir yeri vardı.

Önce İslâm târihini tedkik eden Mükrimin Bey, Anadoluculuk akımının tesiriyle Müslüman Türkler konusuna odaklandı. Anadolu Selçuklu târihine ağırlık verdi.

Bu değişim Anadolu?daki istiklâl mücâdelesine bakışını da belirledi. Edebiyatçıların devam ettiği İkbâl veya Yeni Şafak kahvesine kimi zaman takılırdı. Buranın millî duyguyu kabartan romantik ortamından etkilendi.

İkbâl ve Yeni Şafak kahvelerine giden gençler, zaferden sonra Küllük çevresinde toplanmaya başlayınca Mükrimin Halil Yinanç da aralarına katıldı. Küllük, Ankara?ya ve devrimlere mesâfeli olan mistik ve pasif bir sohbet çevresiydi. Mükrimin Halil Bey'in asıl duruşunu, bu çevre belirledi.

 

Mükrimin Halil?in, ilk bilimsel çalışmaları Batı'nın seçkin ve yetkin bilim insanlarının da dikkatini çekti. Mayıs 1925?te İstanbul?a gelen Dr. Franz Babinger, Mükrimin Halil?in kütüphâne memuru bulunduğu Türk Tarih Encümeni?ni ziyâret ederek görüşmeler yaptı. M. Halil ile encümende görüştüğü ve târihimizle ilgili bazı açıklamalar aldığı sırada Dr. Babinger?e, bu genç bilgini nereden tanıdığı sorulunca şu karşılığı verdi:

?Almanya?da ben ve benim gibi târih meraklısı olan pek çok zât tanır. Tarih Encümeni Mecmuâsı?nda olsun, diğer bâzı mecmuâlarda ve gazetelerde olsun, kendi yazısı veyahut kendi hakkında başkaları tarafından yazılan yazılarıyla Mükrimin Halil Bey?i pek iyi tanırırım.?

M. Halil Bey, kısa süre sonra Paris?e gittiğinde meşhur bir târih âlimi olarak tanındı. Bilimsel yetkinlik konusunun Dr. Franz Babinger gibi Batılı şarkiyatçılar tarafından takdir edilmesi, ulusal alanda takdir edilmesini de sağladı. M. Halil?in Avrupa?ya yönelmesinin bir diğer nedeni, tevâif-i mülûk konusunda Türkiye kütüphânelerini derinlemesine taraması; bundan sonra Batı?nın seçkin kütüphânelerinin taranması gerektiğini düşünmesiydi. 

Paris?te kaldığı iki buçuk yılda Anadolu târihine âit nâdir nüshaları istinsah ederek notlar aldı. Fransızların meşhur şarkiyat âlimleri Clément Huart ve Jean Deny?nin teklifleri ile ülkenin en kıdemli şarkiyat enstitüsü Société Asiatique üyeliğine seçildi.

M. Halil Bey, memlekete dönünce bilgi, beceri ve deneyimlerinin etkisiyle Türk Târihi Tetkik Cemiyeti üyeliğine atandı. Ancak Cumhurreisi Mustafa Kemal'in önderlik ettiği Türk Tarih Tezini savunan aydınlar arasına katılmadı. I. Türk Târih Kongresi'ne katılmamak için 12 sağlam dişini çektirip rapor aldı. Bundan sonra Köprülü?nün dekanlığında yeniden kurulan Edebiyat Fakültesi hocalarının arasına katıldı; Ortaçağ kürsüsüne doçent olarak atandı. İsmet İnönü?nün Ankara?ya dâvetine bile icâbet etmedi.

M. Halil Yinanç, bir geçmiş zaman efendisi olarak ülkemiz târihçiliğindeki mu?teber yerini aldı. 22 Aralık 1961?de İstanbul?da vefat etti. 

 

Enpolitik.com

Kaynak: Mustafa Oral, Bir Geçmiş Zaman Efendisi: Mükrimin Halil Yinanç  
Cuma 29.5 ° / 16.6 °
Cumartesi 31.1 ° / 16.1 °
Pazar 35.2 ° / 18.8 °